30 Temmuz 2015 Perşembe

beni en çok öfkelendiren şey

insanların salaklığı, cahilliği ve bunun farkında olmayışları.

birkaç ay evvel "en karanlık sırrım"ı ve ardından da "beni en çok korkutan şey"i yazmıştım. bu zincirin yeni halkası da beni en çok öfkelendiren şey oluverdi.

gerçekten öfkelendiğime şahit olan insanın az olduğuna inanıyorum. ya da en azından öyle olduğuna inanmak istiyorum, çünkü bana öfkenin işleri içinden çıkılmaz hale sokacağı hem öğretildi hem de tecrübe edip kendim de öğrendim. ancak henüz yirmi altı yaşımdayım ve havlu attım, artık insanların salaklığına tahammül edemiyorum, öfkelenip kontrolümü kaybetmeye meylediyorum.

şu noktada açıklığa kavuşturayım, kendim çok zeki olduğum yönünde algı yaratmaya çalışmıyorum. ancak zekanın vücudunuzdaki herhangi bir kası geliştirmekten farklı olmadığına inanan bir insan olarak aptallığı tolere edemeyecek duruma geldim. -tabi bir de kapasite meselesi var ancak konu o değil. yine de aptal olmak ile insan zekasının kapasitesine dayanması arasında sert bir çizgi olduğunu bilmek gerek.-

ne diyordum? hah aptallığa tahammülüm kalmadı ve bu da benim çabucak öfkelenmeme sebep oluyor. Thomas Raynesford Lounsbury isimli bey abimiz demiş ki "It never ceases to surprise me at the infinite capacity of the human mind to resist the introduction of useful knowledge."

yani bey abimiz diyor ki koca kafanızda sınırsız akıl var, ama işinizi görecek bilgiyi öğrenmemeye inatla direniyorsunuz. sizin ben o koca kafanızı sikiyim. kelime kelimesine çevirdim, bana kızmayın.

korkarım ki ya işimize gelmediğinden ya üşendiğimizden ya da bizden bir halt olmayacağından ötürü; öğrenmeye, saksıyı çalıştırmaya, azar azar, bilgi bilgi, cümle cümle yoksulluğu, haksızlığı ve daha bilimum insanlığımızdan utandıran şeyi yok etmeyi beceremeyeceğiz.

ben de gün geçtikçe daha da öfkeli bir insan olmaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder